Telefonla Sipariş: 0(544) 661 0380

Şifa Allah'tan, Macun bahane... Lakin tadı şahane.

Beş Kuruş

Bir gün Hoca sallana sallana yolda yürürken, biri arkadan ensesine kuvvetli bir tokat atar. Hoca neredeyse yere düşecek. Hoca hiddetle,

-Ne cüretle vuruyorsun!

Genç adam, biraz ukala bir tavırla, kısaca özür diler. Küçük bir hata yaptığını, Hocayı bir arkadaşına benzettiğini söyler. Ayrıca, Hocanın küçük bir tepeyi dağ haline getirdiğini belirtir.
Bunun üzerine, Hocayı mahkemeye gitmekten başka hiçbir şey tatmin etmez. Hoca ısrarlıdır ve genç adamın kabul etmekten başka çaresi yoktur. Kadıya giderler.

Kadı her iki tarafı da dinler. Ancak kadı genç adamın arkadaşı olduğundan, onu müşkül durumdan kurtarmanın çaresine bakarken, Hocayı da yumuşatmaya çalışır.
-Hoca, hislerini anlıyorum. Herkes aynı şeyleri hissederdi bu durumda. Şimdi ne dersin, bu genç adam kendine bir tokat atsa kabul eder misin?

Hoca bununla tatmin olmaz, ısrar eder mahkeme yapılsın der.
Bunun üzerine kadı, genç adama 5 kuruş ceza verir ve gidip getirmesini söyleyip kürsüden iner.
Hoca, genç adamın dönmesini bekler. Bir saat geçer, iki saat geçer fakat genç adamdan ses seda yoktur. Mahkeme kapısının kapanmasına az kalmışken, Hoca kadının, en meşgul bir anında ensesine okkalı bir tokat atar ve ekler;
-Kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyemeyeceğim. Gelirse söyle ona, 5 kuruşu sana versin.

Adamın biri bir gün rüya görmüş

Adamın biri bir gün rüya görmüş ve bu rüyayı gidip bir rüya tabircisine sormaya karar vermiş. Tabirciye gitmiş ve anlatmaya başlamış:
– Ya ben bir rüya gördüm ama, o kadar kötü ki sorma gitsin.
Önce bir ağaç gördüm ağaç mı desem, söğüt mü desem,çınar mı desem…
Bir yeşillik gördüm sonra yeşillik mi desem, çayır mı desem , çimen mi desem…
Sonra da bir su gördüm nehir mi desem, çay mı desem, dere mi desem…
Adamın her şeyi 3 defa söylemesine sinir olan tabirci ona dönüp sinirle:
– Anladığım kadarıyla Allah senin belanı verecek bugün mü desem, yarın mı desem, öbür gün mü desem…

Camı Açmak ya da Açmamak

Matematik öğretmeni öğrencilere soru sormuş:
– Ömer kalk bakalım. Arabada gidiyorsun araba çok sıcak oldu ne yaparsın?
– Camı açarım hocam.
– Tamam, şimdi o camdan içeri giren rüzgarın şiddetini hesapla.
Ömer bilememiş, sıfırı almış.
– Mehmet sen kalk bakalım. Arabada gidiyorsun araba sıcak oldu ne yaparsın?
– Camı açarım hocam.
– Tamam, şimdi o camdan içeri giren rüzgarın şiddetini hesapla.
Mehmet de bilememiş, sıfırı almış.
Ali’ye sormuş:
– Ali arabada gidiyorsun araba sıcak ne yaparsın?
– Klimayı açarım hocam.
– Oğlum klima bozuk ne yaparsın?
– Gömleğimi çıkarırım hocam.
– Oğlum çok sıcak yanacaksın ne yaparsın?
– Allah belamı verse o camı açmam hocam.

Üzülme

Mahallenin bir tanesinde sık sık araba teypleri çalınıyormuş. Adamın biri de arabasına, “Araba teybi yok, boşuna uğraşmayın.” diye yazı yazmış. Sabah bir de bakmış araba yok ve arabanın durduğu yerde bir kağıt; “Üzülme ben taktırırım.”

Bahtsız Bedevi

Adamın biri kahvehaneye oturmuş, kara kara düşünüyormuş. Bir çay söylemiş. Tam çayını içecekken kapıdan içeriye giren iri yarı adam masasına gelip, adamın çayını yudumlamış. Adamın morali daha da bozulmuş.Çayını içen adam sormuş:
– Hayırdır birader ne düşünüyorsun kara kara? Adam cevap vermiş:
– Ben ne bahtsızım be arkadaşım. Ben üzülmeyim de kim üzülsün. Sabah sabah karımla tartışarak güne başladım. İşe geç kaldım, patron beni işten kovdu. İşten kovulup eve giderken araba çarptı. Eve gidip karımdan özür dilemek istedim. Onu başkasıyla yakaladım. Kendimi öldüreyim dedim, tabancam tutukluk yaptı. Kendimi asmaya karar verdim ip koptu. Fare zehri alıp geldim, çay bardağına koydum. Onu da geldin sen içtin. Ben üzülmeyim de kim üzülsün?

Eksik Para

Çocuk bakkala sormuş:
– Neden hep küçük yumurta veriyorsun?
Bakkal:
– Taşıması kolay olur da ondan.
Çocuk eksik para verip yumurtaları alıp çıkmış.
Bakkal arkasından seslenmiş:
– Ama sen eksik para verdin?
Çocuk gülerek cevap vermiş:
-Sayması kolay olur da ondan.

Cesetleri Gömmüştüm

Köyün birinde yaşlı bir adam yaşardı.. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti.. Tek oğlu olan Davut ona yardım edebilirdi fakat o da hapisteydi.

Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve sorunu açıkladı.

Sevgili oğlum,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.
Sevgiler Baban

Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

Babacığım,
Lütfen bahçeyi kazma. Ben oraya cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler Oğlun

Ertesi gün sabaha karşı jandarma ve polisler çıkageldi ve tüm sahayı kazdı lakin hiçbir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler. Aynı gün adam oğlundan bir mektup daha aldı.

Babacığım,
Şimdi patatesleri ekebilirsin.Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım.

Geri Getirdim

Akıl hastanesinde delinin biri başhekimden iki tane şişe ister.
Başhekim şişe yerine, deliye iki tokat atar. Deli kızgın bir şekilde odasına döner.
Ertesi gün deli başhekimin odasına gider. Girer girmez başhekime iki tokat atar.
Ne olduğundan habersiz başhekim:
“Ne yaptığını zannediyorsun sen?” diye çıkışır. Deli de:
“Bir şey yaptığım yok efendim, dün verdiğiniz şişeleri geri getirdim.” der.

Yaramazın Aklı

Küçük afacan, komşusunun bahçesindeki elma ağacına çıkmıştı. Tam bir tane kopardığı sırada komşusu onu suç üstü yakaladı. Öfkeyle:
“Ne yapıyorsun orada bakayım?” diye bağırdı.
Yaramaz çocuk soğukkanlılıkla:
“Bir şey yapmıyorum amca.” dedi, “Bir elma düşmüştü de onu yerine yapıştırmaya çalışıyorum.”

O Hepsini Bilir

Kabe’de bir zat’a rastlamışlar. Adamcağız, kendi yöresinin şivesiyle:
– Sen bilen Rabbim, sen bilen Rabbim, en bilen Rabbim, (Sen bilirsin Allah’ım) deyip duruyormuş.

-Sen başka dua bilmez misin, diye sormuşlar.
-Başka ne söyleyeyim? O hepsini biliyor zaten…

Çeviri »